3 Haziran 2013 Pazartesi

Diren Gezi Parkı - Ya Sabır Türk Milleti!





(Kaynak: Google)


Merhabalar,
Ne yazık ki milletçe çok zor bir hafta geçirdik, geçiriyoruz. Sadece bize ait olanı, doğayı korumak istemenin bedeli biber gazı, tazyikli su, plastik mermi ve cop olmamalıydı.
Kızgınım, kırgınım, aklım almıyor! Gezi parkında uyurken insanların üzerine gaz boşaltmanın, çadırları yakmanın anlamı nedir? Nasıl bir vicdan bunu yapabilir, nasıl bir emir polisi halkına; halkını da polise düşman hale getirebilir.
Bize ait olan bir yere "ne kadar karşı çıkarsanız çıkın o kışla yapılacak" diye emir buyurmak için nasıl bir yetkiye ve duyarsızlığa sahip olmak gerekir. 
Tüm bu süre boyunca insanlar yaralandı, hayatını kaybetti, gözünü kaybetti; sadece 'ben yaptım, oldu-ben emrettim olacak!' zihniyetindekiler yüzünden. 
Ama hesaplanmayan Türk halkının her zorlukta birbirine destek vermesi, omuz omuza direnmesiydi. Her yaştan, sınıftan, siyasi görüşten, takımdan insanlar bir arada ortak paydada birleşti. 
FB'lileri kurtaran Gs'lılar, parkın içinde namaz kılan insanlar, yaralılara yardım eden oteller, odalarını açan turistler, göstericilere maske dağıtan askerler gördük. Teşekkürler Başbakan, sen yasakladıkça uyandık, ayyaş dedikçe ayıldık. Bizi senden başka hiçbir şey bir araya getiremezdi.
Ağzıma içki sürmeyen, sigara kullanmayan biri olarak, her protestocuyu 'alkolik' ilan etmen de ayrı bir ironi tabi!



(KaynakGoogle)


Umarım artık birileri halkın sabrının taştığını, halka kafa tutulmayacağını anlamıştır demek isterdim. Ama ne yazık ki Başbakan hala 'Biz karar verdik oraya o kışla yapılacak' diyor, o yaptırmakta kararlı, biz de yaptırmamakta...
Ankarada da olaylar karışık, bir de bunun üstüne AKP ilçe gençlik kollarından birinin başkanının son derece hadsiz ve provakatif bir açıklaması var ki ortamı iyice gerdi.
Anıtkabir'i yıkmaktan bahseden bu zihniyetin, Türk olduğundan ve Türk halkının yapabileceklerini anladığından şüpheliyim.
Kimsin nesin bilmiyorum ama haddini bil! Park için canını ortaya koyan, Ata'ya el uzattığınızda susar mı sizce?


Bu arada ne kadar sığ düşünen, olayı kavrayamayan ve kendi adapte olduğu biat kültürünü bize de kabul ettirmeye çalışan insanlar olduğunu gördükçe zıvanadan çıkıyorum.
Bugün belediye otobüsünde bu konu yüzünden iki farklı taraf birbirine girdi ve tansiyon yükseldi. Son dakikaya kadar sükut içinde oturan ben; çocuğun birinin 'kabul edip, oturacaksınız.' demesiyle kendimi kaybettim. Ayağa kalkıp avazım çıktığı kadar bağırdım. Kimsenin bize bir şey dikte edemeyeceğini, dinin kimsenin tekelinde olmadığını, ABD maşası olanlara tabi olmadığımızı, onun din temsilcisi olmadığını haykırdım. İnançlı bir insanım ve Tayyip'e karşı çıkıyorum diye de kafir olacak değilim. Hatta susmayarak 'haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' hadisini yerine getiriyorum. Artı parantez; sanane! Vatanseverliği provakatörlük; içki içeni de dinsiz olarak nitelemek sana mı kaldı! 
 Hoşuna gider gitmez bilemem; kim olursak olalım bizler bu halkın bir parçasıyız. Tek bir zümre mutlu ve memnun olacak diye diğerini dışlamak ve bunu hak olarak görmek nasıl bir mantıktır. 'Seçimde anlatın derdinizi' demek nasıl bir basitliktir! susmuyoruz, susmayacağız. Hazmedemiyorsan ilaç kullan.
Ne yazık ki vatanını seven ve bu uğurda gözünü kırpmadan can verebilecek milyonların sorunu ne polis, ne gaz, ne mermi ne de yasaklar. Bizim içimizde gidişatı göremeyen ve durumu kavrayamayan bu kitle oldukça umutsuzluğum tekrar tekrar nüksediyor.
Bu karamsar yazı için kusura bakmayın ama içimden başka birşey yazmak gelmedi.














2 yorum:

  1. ağzına diline eline sağlık nede güzel yazmışsın. ben anıtkabir mevzusuna takılmış durumdayım ne demek anıtkabiri yıkmak. bir kere islamiyete aykırı değilmi mezar kaldırmak yıkmak talan etmek. bukadar muhafazakar olduğunu söyleyen bir gruptan bukadar zıt şeyler görmek duymak aslında nasılda 2 yüzlü olduklarını gösteriyor!!!

    YanıtlaSil
  2. Aytülcüm cok guzel yazmışsın, hepimizin sabırları zorlanıyor bu tahrik edici kasti yazıları okudukça. Ama ben hala sabırla yalancının mumu yassıya kadardır ve tarih tekerrurden ibarettir diyorum. Cılgın Turkler kitabında yazılanların hepsi aynı şekilde gercekleşiyor zaten. Butun bu sadrazamlar,vezirler,tımarlı sipahiler,diktatör sarhoşluğu geçip te yeryüzüne acı bir şekilde indiğinde farkına varırlar belki herseyin.

    YanıtlaSil